Yaşam

Doğukan Manço: “Hayatımı Değiştiren Travmayı Paylaşmak”…

Şarkıcı Doğukan Manço , 12 gün boyunca bulunduğu afet bölgesinden geldikten sonra yaşadıklarını, duygu ve izlenimlerini anlattı. Habertürk HT Stüdyo’da konuşan ünlü müzisyen, “Travmayı Paylaşmak Hayatımı Değiştirdi” dedi. İşte Doğukan Manço’nun o açıklaması…

Doğukan Manço: “Hayatımı Değiştiren Travmayı Paylaşmak”…

Kahramanmaraş merkezli afet tüm ülkemizin yasını tutarken, ilk saatlerden itibaren birçok isim isteyerek afet bölgesine giderek yardım çalışmalarına katıldı. Bu ünlülerden biri de Doğukan Manço. Barış Manço’nun sanatçı oğlu…

20 Şubat Hatay Depremine Yakalandı!…

Afet bölgesine bizzat giderek yardım kurum ve kuruluşlarıyla koordineli olarak yardım çalışmalarına katılan Doğukan Manço, 20 Şubat’ta Hatay merkezli meydana gelen depreme de yakalandı. Doğukan Manço, afetle ilgili yaşadıklarını ve izlenimlerini anlattı Habertürk HT Studio’da 12 gün kaldığı alan…

  • HT Studio’ya geldiniz. Nasılsın? Nasıl hissediyorsun?
    Günün koşullarına alışmaya çalışıyorum” dedi.
  • Afet bölgesine gittiniz, geldiniz. Orada uzun süre kaldın. Bize ne söylemek istersin?

“Olayın iyi yanları da var, üzücü yanları da. İkisine de atıfta bulunuyoruz. Orada televizyondan ve medyadan uzak durdum. Elektrik olmadığı için yönetimle kullanmak zorunda olduğum bir telefon vardı. Ayrıca çok sabit sorunlar görüyordum. Aynı konuyu saatlerdir görüyordum ama bir saat içinde yaşadığım çok daha fazlası oluyordu. Bu yüzden televizyonda gördüklerimle izlediklerim arasında olumlu ve olumsuz farklar var. Afet bölgesinde rastgele bir enkazda çalışmadım, gitme amacım o değildi. Profesyonellerin bunu yapması gerekiyordu. ‘Sürdürülebilirlik açısından ne yapabilirim, ne kadar gözlemleyebilirim, ne kadar ulaşabilirim, ne kadar kravatımı kullanabilirim?’ Sonra anladım ki; Bir yere gidiyorum, yoldayım ama nereye gidiyorum? Neyle karşılaşacağım? Ben ne yapacağım? Görevler bitmedi. Gemide çalışmak üzere. Gemideki işler asla bitmez. Ben de oraya gittim ve görev bitmedi, her zaman yapılacak işler vardı. Akşam oluyor ve ‘Bugün dayanamadım, bir şeyi atladım’ diyorsunuz. Ne yaparsanız yapın oradaki insanları ve oradaki hayatın halini gördükten sonra doyamıyorsunuz. Bizler ikinci travmayı yaşamış insanlarız ama televizyonda gördüklerimiz ile direkt gördüklerimiz arasında fark var; Bunu bilinç olarak biliyoruz ama anlamak başka bir şey. Depremzedeler fakir değil, fakir değil, yabancı değil. Sen – benim gibi… Bir felakete uğramış ama dışarıdan bakıldığında acizliği birçok kişinin gözünde farklı algılanabiliyor. Bunu nasıl bilebilirim? Yardım etmekten. Örneğin, gönderilen giyim formlarından. Bunların hepsiyle yüzleştim, bu yüzden kendinizi daha çok o insanların yerine koyuyorsunuz. Bu farkı gördüm. Bu herkes için geçerli değil ama oraya gittiğinizde o kişinin sizden benden hiçbir farkı olmadığını daha net görüyorsunuz.

Çok rahat bir hayat yaşıyoruz…”

…….Çok rahat bir hayat yaşıyoruz. Herkesin evi var, herkesin evinde buzdolabı, yatağı var… Biz böyle bir medeniyette yaşıyoruz ama tüm bunlardan kurtulunca sudan çıkmış balık gibiyiz, tüm gücünüz gidiyor. Paran evde kaldı, cüzdanın evde kaldı, telefonun, şarjın, kıyafetlerin, hatıraların, babanın, anneannenin son fotoğrafları, hatıraları, her şeyini kaybettin. Bu, yoksulluğa geçişle ilgili değil, her şeyi bir gecede elinizden almakla ilgili. Siz de o kişinin travmasından pay almak için o bölgeye gidiyorsunuz. Bu sizin için kalıcı olacaktır. Oraya gittiğimde kendime bu hisseyi aldım, kabul ettim ve gittim. TV’de izlemek üzere değil. 84 milyonluk bir vatandaş olarak sesini biraz daha duyurabilen bir insan olarak benim gibilere yol gösteriyorum, seslerini duyurmaya çalışıyorum, bir ihtiyaç listesi varsa 10 kişi civarı tahmin edilmiyor. bana değil 100-200 kişiye veya 1000-2000 kişiye bu şekilde. Teslim mantığıyla gittim. Kısacası çok farklı olaylarla karşılaştım…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu